SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

DOĞAL KAYNAKLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

Sürdürülebilirlik; Devam ettirmek, devam etmesini sağlamak anlamında kullanılan bir terimdir. Doğal kaynakların gelecek nesillere, temiz ve kullanılır biçimde kalmasını sağlamak anlamına gelen sürdürülebilirlik, insan ihtiyaçlarının temel gereksinimidir.


İnsan ihtiyaçları, hayatı kolaylaştırıcı, geleneksel veya yeni üretimleri tetikler. İnsan ihtiyaçlarının tetiklediği neredeyse tüm üretim, mutlak bir tüketimi gerektirir. Üretmek için tüketmek bilinçsiz veya yanlış uygulandığında kısa vadede sorun çıkarmazsa bile, uzun vadede ciddi tehditlere yol açması olasıdır.

Doğal kaynakların sürdürülebilirliği, insan neslinin sürdürülebilirliğini sağlar.

Doğal Kaynaklar; Hava, su, toprak, hayvanlar, bitkiler ve yer altı madenleridir. Günümüzde, aç gözlülükle tüketilen doğal kaynakların,  gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmesi mümkün olmayabilir.

Doğal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak için önce ihtiyacımız olandan fazlasını kullanmayı bırakıp, bu konuda çevremizi bilinçlendirmemiz insanlık görevimiz olmalıdır.

Genel olarak doğal ihtiyaçlarımızı karşıladığımız, doğal kaynaklarımız, bilinçsizce veya aç gözlülükle insanlar tarafından yok ediliyor. Bunun bilincinde olan duyarlı her insanın, gelecek nesillerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, yaşam standardı sağlaya bilmek adına, insanların bilinçlenmeleri sağlanmalıdır.

Örneğin;  Önemsemediğimiz veya tasarrufumuz dışında musluklarımızdan boşa akıtılan her damla su, gelecek nesillerin kendi doğal ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmesine yol açabilir.

Bu durumda bireylerin bilinçlenmesi gerekmektedir. Bilinçli bireyleri, toplumun temel yapı taşı olan aileler yetiştirebilir. Bu bilinç ilköğretimden başlamak koşulu ile tüm eğitim kademelerinde bireyin özüne yerleştirilmelidir.  Toplumun her alanında, Doğal kaynakların bilinçli tüketiminin, Sosyal sorumluluk anlayışı olduğu işlenmelidir.  

Hava kirlenmesi ve hava kirliliğinin önlenmesi
Evrimini tamamlamış insan, sosyalleşme ve modernleşmenin cazibesine kapılmaktan kendisini alıkoyamamıştır. Hızla değişen dünyada insanların kullandıkları araç ve gereçlerde şekil değişmektedir. En basit tahta kaşık, tahta tabak, tahta bardakların yerini metal eşyalar almıştır. Basit bir cam bardağı ele alalım. Bir çay bardağını elde edebilmek için 1000 dereceden daha yüksek ısıya ihtiyaç vardır. 1000 derecelik ısıyı oluşturmak için harcanması gereken enerjiyi tahmin edebilirsiniz. Zira bu enerjiyi elde edebilmek için yakıt olarak odun kullanılsa milyonlarca tahta bardağı yakmak gerekirdi. Elbette bu ısıyı elde etmek için kimyasal yakıtlar kullanılmaktadır. Bu yakıtların havayı nasıl kirlettiğini, biraz düşünerek farkına varmamız mümkün olabilir.
Havayı kirleten, bir birinden tehlikeli birçok etken sıralamak mümkün. Egzoz gazları, sera gazları, Sanayi bacalarından tüten dumanlar, kozmetik ürünler ve kendi ellerimizle havaya saldığımız zehirler. (Haşere ile mücadele)
Hava kirliliğini dört temel başlık altında incelemek mümkün olabilir.
Isınmadan kaynaklanan hava kirliliği
Motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliği
Sanayiden kaynaklanan hava kirliliği
Kozmetik ürünler ve sera gazları



Isınmadan kaynaklanan hava kirliliği
Isınma amaçlı, düşük kalorili ve kükürt oranı yüksek kömürlerin yaygın olarak kullanılması ve yanlış yakma tekniklerinin uygulanması hava kirliliğine yol açar.

Motorlu taşıtlardan kaynaklanan hava kirliliği
Nüfus artışı ve gelir düzeyinin yükselmesine paralel olarak, sayısı hızla artan motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, hava kirliliğinde önemli bir faktör oluşturmaktadır.
Sanayiden kaynaklanan hava kirliliği
Sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, çevrenin korunması açısından gerekli tedbirlerin alınmaması (baca filtresi, arıtma tesisi olmaması vb.), uygun teknolojilerin kullanılmaması, enerji üreten yakma ünitelerinde vasıfsız ve yüksek kükürtlü yakıtların kullanılması, hava kirliliğine sebep olur.

Hava kirliliğinin etkileri
Kirli hava, insanlarda solunum yolu hastalıklarının artmasına sebep olmaktadır. Örneğin; kurşunun kan hücrelerinin gelişmesini ve olgunlaşmasını engellediği, kanda ve idrarda birikerek sağlığı olumsuz yönde etkilediği, karbon monoksit (CO)'in ise, kandaki hemoglobin ile birleşerek oksijen taşınmasını aksattığı bilinmektedir. Bununla birlikte kükürt dioksit (SO2)'in, üst solunum yollarında keskin, boğucu ve tahriş edici etkileri vardır. Özellikle duman akciğerden alveollere kadar girerek olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca kükürt dioksit ve ozon bitkiler için zararlı olup; özellikle ozon, ürün kayıplarına sebep olmakta ve ormanlara zarar vermektedir.
Sanayi, endüstri ve ısınmada kullanılan fosil yakıtlar ile ormanların tahribi ve arazi değişmesi sonucu, atmosferdeki karbondioksit miktarının %5 oranında arttığı tespit edilmiştir. Bunun ise küresel ısınmaya yol açabileceği öngörülmektedir.

Hava kirliliğini önlemek için alınabilecek tedbirler:
Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması sağlanmalı, ayrıca sanayi kuruluşları yer seçimi düzenli yapılmalı,
Evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömürler kullanılmalı, her yıl bacalar ve soba boruları temizlenmeli,
Pencere, kapı ve çatıların izolasyonuna önem verilmeli,
Kullanılan sobaların TSE belgeli olmasına dikkat edilmeli,
Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılarak, özendirilmeli,
Kalorisi düşük olan ve havayı daha çok kirleten kaçak kömür kullanımı engellenmeli,
Kalorifer ve doğalgaz kazanlarının periyodik olarak bakımı yapılmalı,
Kalorifercilerin ateşçi kurslarına katılımı sağlanmalı,
Yeni yerleşim yerlerinde merkezi ısıtma sistemleri kullanılmalı,
Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı,
Sanayi tesisleri kurulurken yeşil alanlar artırılmalı, planlanmalı, sanayi atıklarının yeterince filtre edilmeden havaya verilmesi önlenmelidir.
Kentlerde arabaların egzozlarından kaynaklanan kirliliğin azaltılması için önlemler alınmalıdır. Bu kirleticiler kış aylarında ozon oluşmasına neden olduğu için canlıların solunumunu güçleştirir.
İnsanlar toplu taşımacılığa özendirilmeli, yakıt olarak kullanılan doğal gazın toplu ulaşım araçlarında kullanılması yaygınlaştırılmalıdır.
Ormanların tahribatı önlenmeli, ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmelidir.
Kloroflorokarbon gibi maddelerin etkileri ile ozon tabakası zarar görmektedir. Bu maddelerin yerine kullanılabilecek kimyasallar araştırılmalıdır. Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Hava_kirlili%C4%9Fi


Su kirlenmesi ve su kirliliğinin önlenmesi?

Toprağın kirlenmesi ve toprak kirliliğinin önlenmesi?
Hayvan populasyonunun dengelenmesi?
Bitkilerin ıslahı?

Yer altı madenlerinin bilinçli işlenmesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder